24 Ekim 2010 Pazar

Piramitler nasıl inşa edildi?

Dünyanın her yerinde ilkokul çağındaki çocuklara, piramitlerin binlerce kölenin on yıllar boyu süren çalışması ile yapıldığı öğretilir. Hatta şimdi dışarıya çıkıp gördüğünüz ilk yüz kişiye piramitlerin nasıl inşa edildiğini sorsanız, çoğunun vereceği cevap bundan çok da farklı olmaz. Kolay bir açıklamadır ve “5 işçi 10 metre duvarı 3 günde inşa ederse…” tarzı matematik sorularına alışkın olan gençliğimiz için -Orta yaşlardakiler de alışkındır- çok da gerçekçidir. Neticede binlerce kişiyi yeterince korkutarak onlara Japon istiklal marşını tersten okutturabilirsiniz, neden aynı yöntemle 5 milyon kaya bloğu bir plana göre yerleştirilemesin?

 Elbette kimse böyle bir projenin kolaylıkla yapıldığını iddia etmiyor. Ama bazı şeylerin sır olarak kalmasındansa, mantıklı yada mantıksız bir açıklama getirip üzerini örtmek herkesin daha çok işine geliyor. Peki bir soru soralım: Eğer bu tez yeterince mantıklıysa, neden araştırmacıların en gözde konularından biri hâlâ ve hâlâ piramitler?

 Çünkü kölelerin taşları kilometrelerce ötede söküp piramitlere kadar getirmesi için, iki şeye şiddetle ihtiyaç duyulacaktır ki, bunları gerektikleri kadar (Yazının ilerleyen yerlerinde göreceğiz) bulmak o zamanın şartlarında neredeyse imkansızdır:
 Çok fazla zaman
 Çok fazla köle

 Büyük Keops piramiti, yaklaşık 2.5 milyon kaya bloğundan oluşmuştur. Bu kaya bloklarının çoğu yaklaşık 2 ton ağırlığındadır ve taşınması için en az 60 kişi gerekmektedir.

 60 kişiyi duyunca dudağınız uçuklamasın, dahası geliyor. Bu kayaların bazıları 70 ton ağırlığındadır. Üstelik piramidin zemininde değil, yaklaşık 40 metre yüksekte bulunmuştur. Eski Mısırlılar o dönemde henüz vinci üretemediklerinden, böyle bir kaya bloğunu insan gücüyle taşımak zorundadırlar ve 70 tonluk bir bloğu taşımak için -sıkı durun- 2000 kişiden fazlası gerekir.

 Firavun kelimesi, bildiğiniz gibi Kıptî (Eski Mısır uygarlığı) hükümdarlarına verilen genel bir isim; Sultan gibi… Firavun Keops’un 20 yıllık hükümdarlığı süresince bu piramidin bitirildiğini düşünecek olursak, tahta çıktığı günden itibaren her gün yaklaşık 400 bloğun yerine yerleştirilmesi gerektiğini anlarız.

 Hadi bunların hepsini geçtik diyelim. Yeterli işçiyi ve zamanı bir şekilde buldunuz. Her şey hazır. Peki sizce ellerindeki basit aletlerle, Mısırlılar piramitleri oluşturan kayaları nasıl kestiler? Piramitlere en yakın taş kaynağı, kilometrelerce ötedeydi.

 Hatırlarsanız yakın zamanda, kar kuyularından buz kütleleri çıkarıp şehre getiren işçilerle ilgili bir haber medyada yer almıştı. İşçilerin bir tek sıkıntısı vardı: Buzu yanlış kesenler, işe yaramaz küçük parçalar oluşmasına sebep oluyorlardı.

 Piramitlerin yapımında kullanıldığı iddia edilen kireçtaşı da, verdiğimiz örnekteki gibi, kesilirken çok çabuk parçalanır. 5 milyon ton kireçtaşı bloğunun kesildiğine inanıldığına göre, geride tonlarca işe yaramaz parça ve yığınla kırık kaya bloğu kalması gerekirdi.

 Fakat şu ana kadar bunu gösterebilecek herhangi bir delile rastlanmadı.

 Mısırlıların basit aletler kullandığını söylemiştik. Peki sizce sert metallerden yoksun bir medeniyet, nasıl olur da 10 farklı boyutta taşı, boyutlarında en ufak bir oynama olmadan kesmeyi başarır? Taşların tam istenilen boyutta kesilmesi çok önemlidir, çünkü küçük bir kesim hatası bile dikey bağlantılarda geri dönülemeyecek hatalara sebep olabilir.

 Acaba bitişik bloklar arasındaki bağlantılar nasıl bu kadar doğru bir şekilde ayarlanabildi? Dikkat buyurun, milyonlarca bloğun arasındaki yatay ve dikey bağlantılarda 2 mm’den fazla sapma yok! Bu kadar blok nasıl oldu da motorlu aletlerin veya elmas kesicilerin yardımı olmadan istenilen seviyeye getirilebildi?

 Peki taşların kesilmesinden taşınmasına, akıllarda pek çok soru işareti bırakan “Vur sırtına taşıyıver!” teorisinden siz de şüphelenmeye başlamadınız mı? Piramitlerle ilgili akıllara takılan bütün sorular, ortaya atılan bir teoriyle cevaplandı. Bu teori, daha önce ortaya atılan fikirlerden oldukça farklıydı. Ne milyonlarca işçiden, ne tahta tahteravallilerden, ne de uzaylılardan bahsediyordu.

 Bu teori farklıydı, çünkü kayaların yerinde oluşturulduğunu söylüyordu!