10 Eylül 2007 Pazartesi

Eski Mısır`da Kozmetik

Bizim, bugün kozmetik hakkında bildiklerimizin ve tıbbi uygulamalarının büyük bir kısmı eski Mısırlılardan gelmektedir. İnsan sağlığı üzerinde çalışma, eski Mısır toplumunda aristokrasi sınıfının ciddiye aldığı bir uğraştı. Diğer kültürlerle eski Mısır kültürü ve onun süren gelişiminde kozmetiklerin sanatı iki şeye dayanırdı.. İlki, sert ve nemli iklimi ile güneşli ve kuru iklimiydi. Kozmetikler ile ilgili çalışmalarının temeli de özellikle iklim koşullarından kaynaklı, cilt ve saç problemlerine çözüm bulmak, cildi korumak içindi. Kozmetiklerin dayandığı ikinci şey ise, dinsel törenler, inançlar ve diğer geleneklerdi.. Kozmetiklerin kullanımı ve parfümler hakkındaki bilgiler, M.Ö. 4000 yıllarından öncesine kadar dayanmakta, arkeolojik kalıntılardan elde edilen bulgular bu tarihlerde Mısır toplumunda bu uğraşın var olduğunu göstermektedir.



Mısırlı kozmetikçiler, tozu, boyayı, yağı ve karışık merhemleri, ithal edilen birtakım bitki ve baharatlarla birlikte kullanmalarıyla birlikte bu karaya özgün bir kozmetik geliştirdiler. Ayrıca bu kozmetik ürünlerine olan talebin, bununla ilgili aksesuar üretimini gelişmesine neden olduğu keşfedilmiştir. Satışa yönelik olarak imal edilmiş değişik tiplerde bir takım kavanozlar, özel kaplar gibi. Eski Mısır'da daha erken dönemlerinde, öteberi koymak için kullanılan kaplar taştan yapılmıştı, ama sonraki dönemlerde ise mermer, ve kaynak taşı da, kap yapımında kullanılan malzemeler arasına girmiştir.



Mısır'ın orta dönemlerinde ise, yeni ve egzotik malzemeler uzak doğu ülkelerinden ithal ediliyordu. Bu ithalatta en çok alınanlar, myrhh, baharatlar, mastika, tarçın, afyon tentürü, fıstık reçinesiydi. Yine bu dönemde kozmetik ürünlerin ve bu ürünlerin saklanmasına_kullanımına ilişkin labaratuvarlar kurulmuştu. Mısırlılardan kalma eski bina kalıntıları üzerinde yapılan araştırmalardan, parfümeri sanatının, günümüz insanlarını hayrete düşürecek karmaşık formüllere ilişkin yazıların bulunması, bunları imal ve uygulamanın başlı başına geniş bir botanik bilgisini gerektirdiği anlaşılmaktadır. Piramit metinlerinde ise, dinsel anlam ifade eden 7 kutsal bitki yağına ilişkin metin buluruz. Bu kutsal 7 yağ ise, "Hekenu yağı", "Sefet yağı", "Nekhemen yağı", "Tewat yağı", "En iyi Libyalı yağ" ve "En iyi sedir yağı" ve birde bunların karşımından elde edilen özel merhem.



Mısırlıların, vücuda yağ sürmekteydiler. Güzel kokulu malzemelerin kullanımındaki tecrübe ve benzersiz yaklaşımları aromaterapiyi günlük yaşamlarında uygulayabildiklerini ve 30 farklı bitki yağını çok kullandıklarını da görmekteyiz. Her ne kadar vücuda yağ sürmek eski dünya kültürlerinin hemen hepsinin ortak bir özelliği idiyse de Mısırlılar aynı zamanda tanrılarına yağ sürmekte ve onlar için tütsü kokularını adamaktaydılar. Mısır aromaterapisi hakkında bildiğimiz şeyler, tapınak yıkıntıları altında keşfedilen papiruslar ve duvar yazılarından öğrenmiş bulunmaktayız. Koku amaçlı kullanılan malzemeler, hayvansal yağlar, sebze yağları, balmumu, süt, bal, ve bitki çeşitleriydi.



Eski Mısırda kokular, aynı zamanda mumyalamada kullanılmaktaydı. Kral Tutankhameni'nin mumyası ilk defa açıldığında bile içinden zayıf bir koku hissedilebilmekteydi. Mısır duvar resimlerinde, Mısırların merhem kullandıklarına ilişkin figürler var. Tapınak ve saraylarda dansçıların saç ve vücutlarında; müzisyenlerin ise başlarında, dudaklarında ve mahrem yerlerinde kullandıkları görülmekte. Kınayı tırnaklarda, sürmeyle de kaşlarını gözlerini çizmekteydiler.



Oksitlenmiş bakır, aşıboyası, kül, malakit, gibi malzemeler yine Mısırlılar tarafından kullanılmaktaydı. Eski Mısırlı kadınlar tarafından kullanılan kozmetiklerin ve yağların ayrıntıları hakkında bize bilgi veren bir başka şey de bunların saklama kaplarında ve bu kapların çeşitlerinde fark edebiliyoruz. Son derece şık olan bu saklama kutuların daha çok yüksek tabakadaki kadınlar tarafından kullanılmaktaydı. Yoksul halktan kadınların bu işlev için ne tür bir kutu ve aksesuar kullandıklarını ise bilememekteyiz. Bu zamanın kadınları Kozmetikle ilgili malzemelerini saklamak içinde bir kozmetik çantası kullanmaktaydılar ve çantayı da çoğunlukla yatağının altında saklarlardı.



16 yy dan kalma bir Papirusta; cilt kırışıklıklarını gidermek ve lekeleri çıkarmak için bir merhem tarifi verilmekte. Bu tarifte balmumunu eritip yağ ve sütle karıştır. ve gündüzleri yüze uygula denmekte. Sonraki Mısırlılar döneminde ise kozmetik kaplarındaki süs artışına paralel olarak kozmetiklerin kullanımındaki sağlıkla ilgili nedenler arka planda kalmış, kozmetikler daha çok süslenmeye yönelik olarak kullanılmıştır. Sürme kapları, cımbızlar, toz ve hamurlar ve hamurlardan yapılan masklar. Masklar için genellikle su ve yağla karıştırılan yeşil malakit veya. gözleri çizmek için lacivert renginin versin diye yeşim taşı tozu, veya is kullanılmaktaydı. Ama sürme gözleri çizmek sadece dekoratif bir amaca hizmet etmiyordu, aynı zamanda tozdan güneşten korumak içinde yapılıyordu. Sürme, küçük bir çubukla gözlerin etrafındaki noktalara uygulanıyordu. Siyah ve yeşil farlar Mısırlıların en çok tercih ettiği renklerdi. Şüphesiz bizim kullanmakta olduğumuz modern göz kalemlerin de bundan esinlendiğini biliyoruz artık.



Mısırlı kadınlar tarafından dikkat edilen bir diğer kozmetik ise, allık kullanımıydı, veya yanaklar ve dudaklar için kullanılan preparatlardı. Eski Mısır sanatı ve ikonografyasına baktığımızda Mısırlıların başlarını sürekli tıraş ettiklerini, papazlarında kaşlarını düzenli aralıklarla tıraş ettiklerini bilmekteyiz. Kullanılan peruklar ve bu peruklarda kullanılan stiller kişiler arasındaki statüyü de göstermekteydi. Ama kadınlarının hepsinin de kullandığı peruklar omuza kadar inerdi. Perukların çoğu, insan saçı, hayvansal kıllar ve bitki liflerinden yapılmaktaydı. Balmumundan yapılan saç briyantinleri tarzı kremler, saça şekil vermekte kullanılırdı.. Yüksek tabakadaki kişilerin kullandığı perukların bakımı zahmetli bir işti ve buda bu iş için birer hizmetçi gerektiriyordu.Bulunan bazı mezar duvarlarında, görülen oldukça tuhaf bir saç stili ise bir tartışma yaratmıştır. Saçın tepesinde varolan bir koni şeklindeki nesnenin koku amaçlı kullanıldığı varsayılmaktadır. Eski



Mısır toplumunda insanın yaşlılıktan korkması ve yaşadığı zamana meydan okuyarak genç kalmaya çalışması toplumsa bir davranıştı. Saçların beyazlaması bir yaşlılığın göstergesi olduğu için, Mısırlılar bunu saklamak, için ya boya yada saçlarını kestirirlerdi Eski Mısırlılar hakkında kaynaklar bulundukça onların kozmetik üzerine ne bildiklerini daha çok bilmekteyiz 



Bu dönem kültürlerinde Vücut, serbestçe kullanıldı, ve sexuality, çoğunlukla tanrılardan bir hediye olarak algılandı..Ancak yine de çıplaklığın bir soru olduğu zamanlar da vardı. Özellikle, yüksek tabakadaki bir kadının vücudunu açığa çıkarma biçimi ve düzeyi alt tabakadaki bir kadınınkiyle aynı olamazdı. Kokular, boyalar, ve merhemler cildi temizlemek ve vücut kokusunu maskelemek için kullanılırdı. Boyalar ve doğal boyama teknikleri, çoğunlukla tören için ve dinsel nedenlere dayanırdı.



İranlılar dahil olmak üzere o çağların zengin insanları yüzlerine minarel maskları ve banyolarına temel bitki esansları kullanırdı. Ancak Aromaterapi en geniş kapsamda Çin uygarlığında kullanılmıştır. Sonunda şatafatlı bitki kokularıyla, hayvan ve sebze yağları karıştırılarak yeni elde edilen karşımlar vücut üstünde denenmeye başlandı. İ.Ö 7000-4000 yılları arasında, cilalı taş devrine ait zamanlarda, zeytinyağı ve susam yağının güzel kokulu bitkilerle karıştırılarak özel merhemler yapıldı. İ.Ö 2700' de güzel kokulu otlar, boyalar parfümler, tütsülerin kullanılmaktaydı. Mısır papiruslarında ise merhemleri güzel kokulu reçineden yapıldığı ve tedavi amaçlı kullanıldığı anlatılır.



Afrikanın hakim insanı, çölün sıcak ve tozuna karşı cilt koruyucusu olarak, bitkilerden elde ettikleri güzel kokulu yağlar kullanmaktaydılar.



Kına ise bitkilerden yapılırdı ve diğer renkleri olsun diye siyah ineklerin kanı kullanılmaktaydı. Kınayı saçı boyamak için kullanılırdı.