7 Mayıs 2008 Çarşamba

Eski Mısır`da Düşünce

İlk yıllarında ve pozitivist evresinde, modern düşüncenin sınıflandırmalarını büyük bir doğallıkla Eski Mısır'a uyarlayan mısırbilim, bu yaklaşımı nedeniyle bazı olguları grotesk bir biçimde yanlış değerlendirmiştir. Farklı bir yol izleyen ilk araştırmacılardan biri olan J. H. Breasted (1865-1935), mevcut metin ve tasvirlerden yola çıkarak Mısır Düşüncesinin sınıflarını oluşturmaya çalışmıştır; sık sık "mantık öncesi" diye tanımlanan bu farklı düşünme biçiminin ne olduğu sorusunun klasik yanıtını Eski Şark düşüncesini "mitler-oluşturan" (mythopoetic) düşünce diye tanımlayan H. Frankfort veriştir. Ama yalnızca mitosla ve onun özel yasalarıyla belirlenmeyen Mısır düşüncesinin mitostan bağımsız olarak ussal bir bakış açısına da sahip olabileceği gerçeği biraz arka plana atılmıştır. Mısır düşüncesi mitosu da kapsar, ama salt mitostan doğmaz. Mısır'ın özelliği yazısının resmi ve harfi, tanrı tasarımının tanrıları ve tanrıyı, tıbbının büyüyü ve bilimi, düşüncesinin mitosu ve aklı, biri diğerini dışlamadan kapsıyor olmasıdır. Bu tamamlayıcılığı, Mısır'ın uzun süredir aşina olduğumuz düşünce yasasından, "düalizm"den ("İki Ülke" öğretisi ve benzeri örnekler) biliyoruz. Mısır düalizmi iki-değerli mantık hesaplarından uzaktır, modern kuantum fiziği ne kadar "mantık öncesi"yse o da o kadar "mantık öncesi"dir. Çok-değerli bir mantığın paradigması olarak Mısır, felsefe ve felsefe tarihi konusunda şimdiye kadar kendisinden esirgenen yepyeni bir öneme kavuşabilir. Mısır düşncesi, en azından ontoloji ve etik alanlarında, dinsel inanç dünyasından bağımsız, felsefi ifadelere sahiptir. Diğer alanların felsefi açıdan daha iyi değerlendirilebilmesi için varolan materyalin araştırmaya daha çok açılması beklenmelidir.

Mısır ontolojisi ve etiğinin odak noktasında düzen kavramı Maat vardır. Maat şeylerin ideal düzenine işaret eder, ama bir tür "soyut töz" olarak da düşünülmüş, hatta kişileştirilmiştir - Mısır mantığının tamamlayıcı niyeliği burada da görülür. Yaratılış esnasında kurulmuş bir düzen olan Maat insan davranışı için bağlayıcıdır. Onun dışına çıkanlar, varoluşun dışında kalırlar. Mısır felsefesinin en önemli meselesi, varoluşun ortaya çıkışını, koşullarını ve varolmamaktan nasıl korunduğunu anlamaktır. Varoluşun özündeki farklılık, sınırlılık ve fanilik açıkça ortaya konmuştur, nitekim Mısır kültüründeki büyük başarıların nedenlerinden biri de hiç kuşkusuz ölçü ve sınır konusundaki şaşmaz sezgidir, bu da Mısır'ın varoluş anlayışından kaynaklanır. Mısır bilimini de buradan yola çıkarak değerlendirmek gerekir. Mısır bilimi sınırsız sayıda olgu olduğunun bilincindedir, ancak insanlar için uygulamaya dönük ya da kültsel alamı olan dar alanlarla kendini sınırlar. Dolayısıyla Mısır biliminin en büyük başarılarını tıp ve uygulamalı matematik alanlarında kazanmasına şaşmamak gerekir; Yeraltı Kitapları'nda ölüler dünyasının sistemli bir biçimde "araştırılması" da aynı bilimsel güdüden kaynaklanır, zaten Mısır insanı için en önemli şey, özellikle bu alanda "doğru" bilgiye ulaşmaktı. Tipik olgu ve durumların sınıflandırılıp sistemli bir biçimde düzenlenmesi sonucunda, "varolan her şeyi" içeren ve tüm kozmosu bir nesneler dünyasına dönüştüren listeler (onomastika) oluşturulmuştur. Mısır düşüncesinin soyutlama yetisinin en belirgin kanıtı, hiyeroglif yazının yanı sıra bu "dünya envanterleri" olmalıdır.

Erik Hornung - "Mısırbilime Giriş", Kabalcı Yayınları, s138-139