Eski Mısır'da Kadın, Aile ve Evlilik

Eski Mısırlıların akrabalık ve evlilik bağlarıyla, günümüz dünyası arasında derin farkla içermektedir. Eski Mısırlılar evliliği kutsal bir bağ olarak bilirlerdi. Çoğu heykel ve yazıtlarda, erkek kadın ilişkileri resmedilmiştir. Çoğu mitlerde de Eski Mısır evlilikleri ile ilgili anlatılanlar yanlıştır.

Eski Mısır'da Kedi

Kedi ailesinin tarihine baktığımızda 20 milyon yıllık uzun bir ömürleri olduğunu görüyoruz. İlk kedilerin oligacene döneminde Afrika'da ortaya çıktığı sanılıyor. Keskin dişli kaplan (Halaphoneus) ve günümüzün modern kedisi (Dimictisti) olmak üzere iki tür... Evcil kedilerin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor ancak en eski kayıtlar, evcil kedilerin 5 bin yıldır var olduklarını ve Mısır'dan geldiğini gösteriyor.

Hiyeroglif Yazısı

Eski Mısır medeniyeti, Mezopotamya'da aynı tarihlerde kurulmuş şehir devletleriyle birlikte, tarihin en eski uygarlıklarından biri ve döneminin en ileri sosyal düzenine sahip organize devleti olarak bilinir.

Eski Mısır'da Büyü ve Büyücülük

Eski Mısır'da son derece doğal olarak bilinen bir olguydu büyüler. Ancak yine de herkes buyu yapamazdi. Bu konuda özel yetenekleri olan Tanrılarla iletisim kurabilen kişiler büyü yapabiliyordu. Büyülerin kimi kötü yani kara büyü niteligindeydi kimisi koruma büyüsü kimisi ise buyu bozmaya yarayan büyülerdi.

Piramitler Nasıl İnşa Edildi?

Dünyanın her yerinde ilkokul çağındaki çocuklara, piramitlerin binlerce kölenin on yıllar boyu süren çalışması ile yapıldığı öğretilir. Hatta şimdi dışarıya çıkıp gördüğünüz ilk yüz kişiye piramitlerin nasıl inşa edildiğini sorsanız, çoğunun vereceği cevap bundan çok da farklı olmaz.

19 Temmuz 2007 Perşembe

Osirisin efsanesi

Osiris Mısır kültünde, en önemli tanrılardan biridir. Tanrıça İsis'in hem kocası, hem kardeşi. Horus'un ise babasıdır. Osiris bu dünyanın kural koyucusudur. Aynı zamanda tarımın ve bereketin simgesidir.

Mitolojiye göre insanlar Osiris'i severler. Koyduğu kuralları severek yerine getirirler. Kardeşi Seth onun bu başarısını kıskanır.Seth Osiris'ten kurtulmak için bir plan yapar. Kardeşinin ölçülerine uygun bir tabut yaptırır. Bir şölen düzenler ve Osiris'i de o şölene davet eder. Şölenin en sonunda önceden yaptırdığı tabutu çıkararak bu tabutun kime uyarsa ona verileceğini söyler. Herkes dener ve tabut sadece Osiris'e uyar. Bunun üzerine Seth hemen tabutun kapağını kapatır ve Osiris'in içinde oldugu tabutu Nil'e atar.
Osiris
Osiris'in karısı İsis kocasını aramaya başlar. Sonunda tabutunu bulur ve onu da alıp Mısır'a döner. Cenaze töreni yapmak için tabutu bir bataklığa saklar. Seth avdan dönerken tabutu bulur ve çok sinirlenir. Osiris'in vücudunu tabuttan çıkarıp parçalara böler ve Mısır'ın çeşitli yerlerine dağıtır.

İsis bu parçaları teker teker bulur. Bir parçası eksiktir. Buna rağmen sihir ve büyü gücünü kullanarak dağılmış parçalarından Osiris'i canlandırır. İsis ve Osiris'in Horus adında bir çocukları olur. Horus büyüyünce Seth'e savaş açar. Bu savaşın sonuçları çeşitli şekillerde anlatılmaktadır.

Bu savaşın sonucunda Osiris - yer altı dünyasının kralı, Horus yaşamın kralı, Seth ise şeytanlık ve kötülüğün kralı olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

Luksor


Luksor, Güney Mısır'da Al Uqsur valiliğinin başkenti olan şehir. Nüfusu yaklaşık 200.000 kadar olan şehir, antik Mısır şehri Thebes'in harabelerinin üstüne kurulmuş olduğundan dolayı dünyanın en büyük açık müzesi olarak da adlandırılır. Bu sebepten dolayı her yıl binlerce turist tarafında ziyaret edilir.

Şehir aslında eski Luksor şehri (Waset), şimdiki Luksor ve Karnak kasabasından oluşmaktadır.

Yeni Krallık döneminde Tanrı Amon'un şehri olan Waset en güçlü zamanlarını yaşamıştır. Karnak, Hatçepsut ve Luksor tapınakları, Krallar Vadisi'ndeki mezarlar bu döneme aittir.

M.Ö. 1070'teki bir istilanın ardından zayıflayan şehir son olarak M.Ö. 665'te Mezopotamya'lılar tarafından yıkılır ve 639 yılında Araplar'ın şehre gelmesine kadar harabe halinde kalır.

Araplar bu harabelerin güzelliği ile karşılaşınca şehre Al-Uksor (mücevher) adını takarlar.

Karnak




el-Karnak (Arapça: الكرنك, Antik Mısır dilinde: Ipet Sut) Mısır'daki küçük bir köyün ismidir. Luksor'un 2,5 km kuzeyinde bulunan köyü hem bilim hem de turizm açısından önemli kılan en büyük özelliği ünlü tapınak kompleksidir. Her ne kadar genelde Karnak ismiyle köy değil de tapınak kastedilse de, gerçekte tapınak köyü içinde barındırmaktadır bu sebeple Karnak hem tapınak kompleksi hem de köy için kullanılan terimdir.

Dünyadaki en büyük antik dini mekân olan Karnak tapınak kompleksi büyük bir açık hava müzesidir ve büyük ihtimalle, Gize Pramitleri'nin ardından Mısır'daki en çok ziyaret edilen antik mekândır.

Ebu Simbel




Ramses-II,Nubyadaki isyancıları bastırmak için yaptığı sefer sırasında bir fili takip ederek Ebu Simbele ulaşır. Ramses, buraya iki tapınak yapmaya karar verir. Büyük tapınak dağın içi oyularak, 20 yılda yapılır. Kapısında 4 dev boy Ramses heykeli vardır. Küçük tapınak kraliçe Nefertari ve tanrı Hator a adanmıştır.

Ebu arapça 'oğlu' anlamına gelmektedir. Tapınağın girişini açıp, içindekileri götüren Giovanni Belzoni ye yol gösteren çocuğun adı ile anılır.


Yapılışı [değiştir]Asvan Barajı yapımında Tapınak bulunduğu yerden şimdi olduğu yere taşınarak günümüzde adeta yeniden yapılmıştır. Tapınak'ın şu anda olduğu yere taşınması, yekpare kayaların kesilip, sonra tekrar bir araya getirilmesiyle mümkün olmuştur. Kayaların kesilmesinin heykellerin görünüşlerine zarar vermemesi için estetik cerrahlarından bilgi alınmış, yüzlerde iz kalmaması için kesilecek yerler hassasiyetle belirlenmiştir. Yapılma gerekçesi ise Ramses'in karısına duyduğu aşkın ifadesi olmasının yanısıra, ülkesi Mısır'ın düşmanlarına (Sudan) ne kadar güçlü olduğunu göstermek istemesidir. İçersinde bulunan tapınma taşına senede bir gün, Ramses'in doğum gününde(21 haziran) günışığı doğrudan gelmekteyken, Asvan Barajı'nın yapımı sırasında şimdi olduğu yere taşınmasından sonra 20 Haziranda tapınma odasına günışığı doğrudan gelmekte. Baraj yapımı sırasında daha birçok tarihi eserin taşınması gerektiğinden, Mısır hükümeti yardım eden ülkelere eserlerin bir kısmını hediye etmişti. Bu ülkeler arasında Türkiye de vardır.

Mısır ..

Mısır`dan harika bir görünüm . Resmi büyütmek için aşağıdaki bağıntıya tıklayınız .

Tapınaklar

Antik Mısır'da yapılmış çoğu tapınak bugün varlığını sürdürmektedir. Diğerlerinin ise farklı şekillerde harabe ve kalıntıları mevcuttur. Bir kısmı ise tamamen kaybolmuştur. Firavunlardan özellikle II. Ramses birçok tapınak yaptırmasıyla belirginleşmiştir.

Bazı ünlü tapınaklar:

Ebu Simbel (Detay için tıklayınız)
Abidos
Ein el-Müftella (Bahariye Vahası)
Karnak (Detay için tıklayınız)
Beni Hasan el Şurruk
Edfu
Kom Ombo Tapınağı
Luksor (Detay için tıklayınız)
Medinet Habu
Hatşepsut Tapınağı
Filae
Ramesseum
Dendera Tapınak kompleksi

Monoteistik Dönem

Antik Mısır tarihinde, kısa bir dönem için, Akhenaten hükümdarlığında güneş tanrı Aten'e odaklanmış bir monoteizm (atenizm) yaşanmıştır. Akhenaten Aten dışındaki bir tanrıya tapılmasını yasadışı kıldı ve Aten için tapınakların bulunacağı yeni bir başkent inşaa ettirdi (Amarna). Akhenaten'in bu din devrimi sadece onun ölümüne kadar devam edebildi, zira ne halk ne de aristokrat ve ruhban kesimler bu yeni dini inancı benimsememişti. Akhenaten öldükten sonra tahta geçen Tutankhamun'un zamanında eski din yine resmi din haline geldi. İlginç bir şekilde, Tutankhamun ve sonraki bazı firavunlar daha sonra hazırlanacak krallar listesinde, Akhenaten ve Smenkhare ile birlikte anılmayacaklar; listede yer almayacaklardır.

Her ne kadar tarihçilerin çoğu bu dönemi monoteistik olarak tanımlasa da bazı araştırmacılar Atenizm'i monoteistik olarak tanımlamaz. Bu araştırmacılar gerekçe olarak, Atenizm döneminde insanların direkt olarak Aten'e değil, kraliyet ailesine ilahi gücünü Aten'den almış bir tanrılar panteonu gibi tapıldığını belirtirler. Yine de bu nokta tarihçiler tarafından çoğunlukla kabul görmemiştir.

Amarna hanedanlığının çöküşünden sonra, Kıptik Hristiyanlık ve daha sonra İslam'ın yükselişine kadar, orijinal Mısır panteonu ana inanç olarak devam etmiştir.

Ölüm ve Mumyalama

Antik Mısır'da çok kompleks ve gelişmiş bir ahiret inancı ile birlikte ölü bedeni ve ruhu huzurlu bir ahiret hayatına hazırlamak için yapılan birçok ayin ve uygulama vardı. Ruh ve ahirete dair inanç özellikle vücudun korunmasında yoğunlaşmıştı. Buna göre tahnit ve mumyalama, kişinin kişiliğini ve kimliğini ahirette koruyabilmesi için uygulanmaktaydı.

Mumyalama işlemi ölüyü öbür dünyadaki yaşamına hazırlamak için yapılan bir dizi törenden sadece başlangıç olanıdır.Bu işlem insanların yanı sıra boğa,timsah,kedi gibi hayvanlar içinde yapılmaktaydı.Arapça ve Farsça'da "Mumiya" doğada bulunan katran ve bunun karışımlarına denilir,ilaç olarak da kullanılırdı.Gerçekte ölünün bedenini konserve edercesine korumak için yapılan "Tahnit" işleminde katranın kullanılması,onu mumya ile eş anlamlı yapmıştır.

Mumyalama işlevi şöyle gerçekleştirilirdi:

Önce ölü yıkanir. Burnundan sokulan aletlerle beyin boşaltılır.

Göz ve ağız boşukları,yağlı keten tamponlarla doldurulup göz kapakları kapatılırdı.

Rahip habeş denilen keskin bir opsidyenle vücudun sol tarafını açarak,içindekileri tamamen boşaltır ve bunları "Kanopik" denilen çömlek ve vazoların içine koyardı.Boşalan karın kısmı ve kadınların göğüs içleri,hurma şarabı ve kokulu bitkilerle temizlendikten sonra, reçine, tarçın,soğan ve kokulu mir ile karıştırılmış ağaç talaşı,yerleştirilirdi.

Açılan yerler dikildikten sonra Mısırlılar'ın "Net-jeryt" denilen ve kahire yakınlarındaki bir vadide bulunan "Natron" tozu sodyum karbonat veya Sodyum Klorit (tuz) ile karıştırılan madde içinde 40 veya 70 gün(soylular için 272gün) bekletilirdi.Böylece vücuttaki nem absorbe edilir,organik yapı antiseptik korumaya alınırdı.Bir çeşit insan salamurası olan bu işlemin sonunda eller göğüste veya karın üzerinde birleştirilerek vücut yatar durumuna getirilir ve kurutulurdu.

Son dönemlerdeki inanca göre, ölünün ruhu Duat'taki bir mahkeme salonuna Anubis (mumyalama tanrısı) tarafından götürülür ve ölünün kalbi, ki kalbin kişinin ahlaki durumunun kayıdı olduğuna inanılırdı, Ma'at'ı (Hakikat ve Adalet) temsil eden bir tek tüye karşı tartılır. Eğer sonuç olumlu ise, ruh Osiris tarafından Aaru'ya götürülür, yok eğer sonuç olumsuzsa iblis Ammit (Kalp Yiyici) - yarı timsah, yarı aslan ve yarı hippopotam - tartılmış olan kalbi yer (ve böylece yok eder) ve ruh Duat'ta kalmaya mahkûm edilir.

Yaratılış, Var Oluş ve Başlangıç

Mısırlılar başlangıçta evrenin kaosun kara sularıyla dolu olduğuna inanırlardı. İlk tanrı, Re-Atum, aynı Mısır karasının Nil'in taşan sularından her sene ortaya çıkışı gibi sudan (yükseldi ve) ortaya çıktı. Re-Atum'dan Şu (hava)ve Tefnut (nem) ortaya çıktı. Şu ve Tefnut'un iki çocuğu olduğu zaman dünya yaratıldı: Nut (gök) ve Geb (yer). Şu ve Tefnut karanlıklarda gezerken kaybolunca insanlar yaratıldı. Zira Re-Atum gözünü onları aramaya gönderdi ve onlara kavuştuğunda döktüğü sevinç gözyaşları insanlara dönüştü. Osiris Re-Atum'un oğlu ve Mısır'ın kralıydı. Erkek kardeşi Seth ise evrendeki kötülüğü temsil etmekteydi. Osiris'i öldürdü ve kendisi kral oldu. Osiris'i öldürdükten sonra vücudunu parçalara ayırdı, fakat İsis bu parçalardan çoğunu kurtardı. Seth kendisini kral yapmış olsa da Osiris'in oğlu Horus tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Yenilen Set çöle sürülür ve fırtınaların tanrısı olur. Osiris Anubis tarafından mumyalanmış ve ölülerin tanrısı olmuştur. Horus kral ve firavunların atası oldu.

Tanrılar ve İnanç Yapısı

Mısır mitolojisi/dini genel olarak politeistik-henoteistik bir yapıdadır, zaman zaman monoteistik bir yapıya da sahip olmuştur.

Erken dönem inançlar beş farklı gruba ayrılabilir:

Heliopolis'in dokuz tanrısı, Ennead. Bunların baş tanrısı Atum'du.
Hermopolis'in sekiz tanrısı, Ogdoad. Bunların baş tanrısı Ra idi.
Elefantin'in üç tanrısı/üçlemesi, Chnum-Satet-Anuket. Bunların baş tanrısı Chnum'du.
Tebes'in üç tanrısı/üçlemesi, Amun-Mut-Chons. Bunların baş tanrısı Amun'du.
Memfis'in üç tanrısı/üçlemesi, Ptah-Sekhmet-Nefertem. Diğerlerinden farklı olarak, üç tanrıdan hiçbirinin üçleme oluşana kadar bir bağlantısı olduğuna inanılmıyordu. Bunların baş tanrısı Ptah'dı.
Mısır'ın kompleks ve uzun tarihi süreci boyunca, Antik Mısırlıların inançları, farklı bölge, ırk ve gruplardan çıkan liderlerin arzu ve inançlarıyla birleşerek belli süreçlerden geçmiş, bazı önemli kavramlar birbirinde erirken bazıları kaybolmuştur. Antik Mısır uygarlığının çöküşünden sonra bile bu değişim süreci devam etmiştir. Örneğin, Yeni Krallık döneminde Ra ve Amun birleşerek Amun-Ra olmuştur ki bu birleşme ve tek bir tanrı haline gelme senkretizm olarak tanımlanır. Tarihi süreç içinde tanrılar birden çok senkretik ilişkinin içinde yer almışlardır, örneğin Ra ve Horus'un Ra-Herakty'yi oluşturması gibi. Fakat bu tür senkretik ilişkilerde dahi, orijinal tanrılar birleşmiş tek tanrının içinde tamamen kaybolmamış, bireysel varlıklarını kaybetmemişler, fakat bireysel varlıkları zayıflamış ve önemsizleşmiştir. Ayrıca, zaman zaman bu senkretik ilişkiler ikiden çok tanrıyı içermiştir, örneğin, Ptah, Seker ve Osiris birleşip Ptah-Seker-Osiris`i oluşturmuşlardır. Tanrıçalar da benzer bir süreçlerden geçmişlerdir. Ayrıca, bazen resmi veya duyurulmuş bir senkretizm olmasa da bazı tanrıların çeşitli özellikleri bir başkasınınkiyle yakından ilişkilendirilmiş, özdeşleşmiştir. Örneğin, tanrıçalardan Hathor ve İsis'in (zayıf) ilişkilendirilmesi gibi.

Antik Mısır dininin ilginç bir yönü tanrı ve tanrıçaların bazen farklı ve çelişkili rol ve özelliklere sahip olmasıdır. Bunun bir örneği, aslan tanrıça Sekhmet'te bulunur. Başta Ra tarafından kendisine (Ra'ya) karşı çıkmış insanları avlayarak cezalandırması için gönderilmiş olan Sekhmet daha sonraları krallığın, genel olarak hayatın ve hastaların koruyucusu olmuştur. Daha karışık bir roller bütünü ise Set'e aittir. Modern bir bakış açısından, Set rahatlıkla kötülüğün kaynağı olarak tanımlanabilir, özellikle de Osiris ile olan ilişkisi nedeniyle. Fakat bu erken dönem mitolojisine bakınca çok yanlış bir yorumdur, zira erken dönemlerde Set, Ra'nın hizmetinde, Apep'i yok eden ve böylece de Ma'at'ı (Hakikat, Adalet ve Ahenk) devamlı kılan, destekleyen bir tanrıydı.


Her ne kadar sonuç olarak genel bir bakış açısıyla, Antik Mısır dininin ilahi sisteminin bütünü politeistik veya henoteistik bir yapı gösterse de, kendi içinde farklı dönem ve bölgelerde farklı teizm biçimleri içermiştir. Genellikle henoteistik bir doğaya sahip olan inanış, Akhenaten tarafından ortaya konduktan sonra bazı noktalarda monoteizme dahi dönüşmüştür. Antik Mısır inancını belirli bir teistik biçimde ele almak sakıncalıdır. Ayrıca, genel kanının aksine Mısır uygarlığının çöküş döneminde monoteizme karşı bir yönelim yoktu. Aslında, bu Greko-Romen dönemin delilerine göre, senkretizm hâlâ devam etse de, özellikle Mısırlı olmayan tanrılarla Mısırlı tanrılar arasında, birçok tanrı hâlâ kabul görmekte ve tapınılmaktaydı. Ayrıca bu dönemlerde Mısır inancı farklı bölgelere yayılmış ve özellikle Roma inancını etkilemiştir.

Mısır Mitolojisi

Mısır mitolojisi ve Mısır dini Hristiyanlık ve İslam dinlerinin yükselişinden önce, yaklaşık 3 bin yıldan uzun bir süre Mısır'daki insanların inançlarının ve dini uygulamalarının bütünüdür.

Tanrıçalar

İsis

İsis, Osiris'in (aynı zamanda kocasıdır), Nephthys ve Set'in kardeşidir, Nut ve Geb'in kızları ve çocuk Horus'un annesidir. Bazı kaynaklara göre Anubis de İsis ile Osiris'in oğludur.


Bir çift boynuzun arasında güneş diski bulunan akbaba şeklinde bir şapka giymiş kadın olarak gösterilir. Çok seyrek olarak, bir çift koç boynuzu ya da Ma'at tüyü ile beraber Güney ve Kuzey çift tacını giyer. İsis bir tanrıça olarak değil ama kadın olarak ise sıradan saç biçimiyle gösterilir, ancak her zaman alnında bir yılan figürü bulunurdu.

Osiris'in karısı olarak ise, İsis, yeryüzü krallığı boyunca kocasına yardımcı olmuştur. Piramit yazıtlarında, İsis'in kocasını ölümünü önceden gördüğünü göstermektedir. Onun ölümünün arkasından, İsis, kocasının yeraltı dünyasında huzur içinde yatması ve uygun şekilde gömülmesi için gövdesini yorulmaksızın aramıştır. Büyüleri sayesinde, Osiris'i hayata geri döndürmüş, kendini ondan erkek çocukları Horus'a hamile bıraktırmıştır.

İsis, tanrılar ile insanoğlu arasında hayati bir bağlantıdır. Firavun yaşayan Horus olarak onun oğlu olarak kabul edilirdi. Piramit yazıtlarında, İsis'in kutsal memelerinden emzirilen olarak gösterilmiştir. İsis'i genç Horus'u kucağında gösteren çok sayıda heykel ve resim vardır. Sıklıkla, ana kraliçenin resmi ve o anki firavun aynı yerde resmedilmiştir. İsis, Horus'u çocukluğu boyunca onu öldürmek isteyen amcası Seth'ten korumuştur. Onun bir gün büyüyüp babasının intikamı alması onun hayatındaki boşluğu doldurmuştur.

Ölüler kitabında, hayat verici ve ölümün gıdası olarak gösterilmiştir. Ölümün yargıçlarından biri olarakta düşünülebilir. Ona atfedilen bir başka rol ise Horus'un dört oğlundan biri olan İmsety'nin koruyuculuğudur.

İsis, büyük bir büyücü ve büyü yeteneklerinin kullanması ile meşhurdur. Örneğin, ilk kobrayı, onun zehirli ısırığını kullanarak Ra'ya gizli ismini itiraf ettirmek için yaratmıştır.

Mısır tarihinin başından sonuna kadar, İsis, Mısır'ın en büyük tanrıçası olmuştur. Yararlı bir tanrıçadır ve sevgisi tüm yaşayan canlıları kapsayan bir annedir.

Ona tapınma Mısır'ın sınırlarının çok ötesinde İngiltere'ye bile yayılmıştır. Klasik yazarların eserleri, O'nu Persephone, Tethys, Athene, Osiris'i ise Hades, Dionysos ve diğer yabancı tanrılar ile eşleştirmiştir.

Aslında, erken Hristiyanlık, O'nun bazı özelliklerini Bakire Meryem'e atfetmiştir. Şevkatli ve koruyucu anne olarak, onun kültüne yakın olan doğu insanlarına İsis çekici gelmiştir. Hiç kuşkusuz, birçok Madonna ve çocuk ikonaları, çocuğu Horus'u emziren İsis görüntülerini çağrıştırır.


--------------------------------------------------------------------------------

İsis’in eski Mısırca’daki adları Ast ve Esi’dir. İsis eski Yunanlılar’ın koyduğu bir addır. Hiyeroglif yazıdaki As-t ideogramı aynı zamanda, taht sözcüğünde kullanılan ilk ideogramdır. Bir başka deyişle İsis’in adının ideogramı tahttır. İsis ve Osiris Geb ve Nut’tan doğan dört ilahtan ikisidir, diğerleri İsis’e yardımcı kızkardeş Nephtys ve kötü kardeş Seth’tir. Kimi zaman başı üzerinde yer alan bir yıldız ve beyaz tacıyla, kimi zaman da kucağında çocuğunu emzirir, süt verir halde tasvir edilen ve Mısır metinlerinde Sirius gibi “vericilik” özelliğiyle nitelenen İsis, aynı zamanda Osiris’in beden parçalarını bir araya getirmeye çalışan bir ilahedir. Şefkatli bir anne gibi verici olan İsis’in diğer belirgin özellikleri sorumluluk taşıması, vazifesine bağlı olması ve sadık kalmasıdır (Osiris’e sadakati). O’ndan ilâhî anne ve sihirlerin efendisi olarak da söz edilir. Rüzgarlara, yağmurlara, ırmaklara, gemilere hükmeden, tüm suların da hükmedicisi olan İsis’tir. Yıldızı Sothis, yani Sirius-A’dır. Mısır Ölüler Kitabı’na göre, ölüm olayı ile bedenini terk eden varlıklardan tekamül düzeyi ileri olanlardan bazıları İsis’in kudretinden yararlanır, ışığa dönüşür, ilahlarla özdeşleşir ve Sirius’un “yüce kapısı”na ulaşabilirler. Şahin biçiminde resmedilen oğlu Horus ise içteki vicdan sesinin ilâhıdır. İsis’e çeşitli tasvirlerde en sık eşlik eden semboller inek , boynuzlar, küre, testi, hilal, yunus, emzirilen çocuk ya da süt verme, gemi ya da kayık, orak, kulplu haç ya da ankh ve bu ankh sembolüne benzeyen, “İsis’in düğümü” denilen semboldür.

Wosyet

Mısır mitolojisinde, gençlerin koruyucusu tanrıça.

Tenenit

Tenenit, Mısır mitolojisindeki bira tanrıçası.

Pakhet

Pakhet; Mısır mitolojisinde, çöl tanrıçası. Beni Hasan civarında ona tapılırdı. Form olarak; birbirine benzeyen Bast ve Sekhmet tanrıçalarının, birleşmiş, kaynaşmış bir versiyonudur. Orta Hanedan döneminde ortaya çıkmıştır.

Nuit

Mısır mitolojisinde tanrıça Nuit (veya Nut), Shu ve Tefnut'un kızları, Geb'in karısı, yeryüzünün tanrısıdır. Gündüz gökyüzünün ve bulutların yaratıldığı yerin tanrıçasıdır. Daha sonraki dönemlerde, yalnızca gündüz değil genel olark gökyüzünün tanrıçası oldu. Güneş ve Ay onun vücudu etrafında dolaşarak, gündüz ve geceyi meydana getirirlerdi. Nut'u gökyüzünde Hava Tanrısı olan Shu tutuyordu. Nut'un kocası olan Tanrı Geb ise dünyaya hükmediyordu. Nut'un piramitlerde ki kazı çalışmalarında çıkartılmış oln heykeli Louvre Müzesi'ndedir.

Nuit'in Geb'den dört çocuğu oldu. Osiris ve onun karısı İsis, Set ve onun karısı Nephthys.

Nephthys

Nephthys Seth'in eşi ve İsis'in kız kardeşi hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır fakat kendisi 'çekirge kraliçe' olarak da adlandırılır eski Mısır halkı bölgede yaşanan çekirge istilalarını Nephthys'e yorarlardı çünkü tıpkı kocası gibi Nephthys de kötülük dolu bir kraliçeydi.

Neftis

Neftis, Mısır tanrıçalarından biridir. Orta Mısır'da tapınılmaya başlanmıştır. İsis'in kız kardeşi olarak bilinir. Kötü bir tanrı olan Seth'in karısı olarak da tapınılırdı.

Osiris'in yeniden doğuş efsanesinde Osiris'in tarafını tutmuştur.

Maat

Mesenet (Meskhenet, Meskhent ve Meshkent olarak da yazılır) Mısır mitolojisinde doğum tanrıçası, her yeni çocuğun Ka'sının yaratıcısı ve ruhlarının bir parçasıdır. Ayrıca Ka'nın yaratımından sorumlu olduğu için Kader'le de ilişkilendirilmiş ve bu nedenle kader tanrıçası Sai'nin (Şay'ın) eşi olduğu da söylenmiştir.

Ma'at

Ma'at, Mısır'ın doğruluk ve adalet tanrıçasıdır.Thoth'un karısı olduğuna inanılır ve ondan sekiz çocuğu olmuştur. Bu çocuklardan en önemlisi Amon'dur. Bu sekiz evlat, Hermopolis'in baş tanrılarıdır ve oradaki rahiplere göre, onlar yerküreyi yaratmışlardır.

Ma'at, oturan ya da ayakta duran kadın formlarında resmedilmiştir. Onun resimlerinde her zaman başında bir tüy bulunur. Bazı resimlerinde ise kollarında bir çift kanat görülür.

Firavunlar ülkelerini bu tanrıçanın belirlediği ilkelere göre yönetirlerdi. Ve böylece "evrensel düzenin" sağlanacağına inanırlardı. Kafasında bir devekuşu tüyü taşır. Bu tüy saf iyiliği,hakikati ve doğruluğu temsil eder ve Osiris'in mahkemesinde ölünün kalbi terazide bu tüy karşına konurdu. Böylece ölen kişinin iyi ve kötü ruhlu olduğu anlaşılırdı.

İnanışa göre, zamanın başlangıcında dünya yaratılırken ortaya çıkan kaos Ma'at'ın koyduğu kurallar ile ortadan kalktmıştır. Bu nedenle firavunların bu kurallardan uzaklaşması durumunda kaosun geri gelip Mısır ve dünyayı yok edeceğine inanılır.

Ölü kişi yargılanırken, Ma'at'ın tüyü ile ölünün kalbi terazinin kefelerine konur. Eğer, kalp tüy kadar hafif çıkarsa, ölü Duat'ta ölümsüz yaşama hak kazanır. Çünkü, tüy kadar hafif yürek günah ve şeytanın yükünü taşımıyor demektir.

Ma'at'ın son görevi, güneş tanrısı Ra'ya gökyüzündeki seyahatlerinde rehberlik etmektir. Her gün gökyüzünde onu taşıyan geminin rotasını belirler. Bazı inanışlara göre, gemide onunla beraber yön göstermek için yolculuk da eder.

Hatmehit

Mısır mitolojisinde, Hatmehit bir balık-tanrıçadır. Nil deltasında, özellikle Mendes çevresindeki insanlar ona tapınırlardı.

Osiris kültü ortaya çıktığında, Mendes civarında yaşayan insanlar onu Osiris'in eşi, Horus'un annesi olarak kabul etmişti. Daha sonraki dönemlerde ise, Osiris'in karısı ve Horus'un annesi olan tanrıça İsis içinde eriyip ayrı bir tanrıça olarak bu özelliklerini kaybetti

Hathor

Mısır mitolojisinde en önemli tanrıçadır. Hathor (Mısır dilinde Horus’un evi anlamında) samanyolu galaksisinin kişileştirilmesini temsil eder. Galaksimiz dünyadan ışıklı bir spiral şeklinde göründüğü için eski Yunan ve Latin dillerinde olduğu gibi İngilizce’de de “Süt gibi Yol” anlamına gelen Milky Way olarak adlandırılmıştır. Hathor bazı figurlerinde memelerinden süt akan ilahi bir inek olarak çizilir. Hathor en eski tanrıçalardandır. En azından M.Ö. 2700’lere kadar inek/boğa kutsallığı çerçevesinde, 2. krallık döneminde, hatta Akrep Kral döneminde bile(King Scorpion) (King Scorpion M.Ö. 5000’lere kadar gidebilir) Hathor’a tapıldığı tahmin ediliyor. Hathor, aynı zamanda Ogdoad kozmolojisi denilen antik Mısır yaratılış mitolojisindeki yaratıcı tanrı Ra’nın kızıdır. Hator aşk tanrıçası olarak da bilinir. Hathor’un çok sayıda ismi vardır. Ancak 3000 yıldan beri en çok kullanılan isimlerinden biri Mehturt’dur (aynı zamanda Mehurt, Mehet-Weret, and Mehet-uret biçiminde de söylenir) ve “büyük tufan” ya da “büyük sel baskını” anlamına gelir ki bu da “süt gibi yol”a direk bir referans içermektedir. Samanyolu (Milky Way) gökyüzündeki bir suyolu gibi görülürdü, bu “göklerdeki Nil nehri”nde güneş tanrısı ve Mısır’a önderlik eden kral yelken açıp giderlerdi. Bundan dolayı , mehturt adı Hathor’un her yıl Nil’in taşıp sel baskınlarına yol açmasından sorumlu olduğu anlamına gelir. Bu adın gösterdiği başka bir şey de Hathor’un çok yakında olacak doğumun bir müjdecisi olarak görüldüğüdür. Amniyo kesesi yırtılıp da doğum suyu akar akmaz, bu çocuğun çok yakında doğacağını gösteren bir belirtidir.

Hathor aynı zamanda çöl bölgelerinin koruyucusu olarak da gösterilmiştir. (Serabet el-Kadim)

Bazı Mısırologlar, Hathor’un adına yapılmış olan tapınaktaki rölyefleri adeta elektrik lambalarına benzeyen bir yapay ışıkla ilişkilendirirler. Diğer bazı Mısırologlar ise bunun üzerinde bir yılanın doğum yaptığı bir lotus çiçeği olduğunu ileri sürüyorlar. (Hathor tapınağına bakınız)

Bast

Bast ya da Bastet, bir delta şehri olan Bubastis'de ortaya çıkan ana kedi tanrıça. Eski Mısır'da kediler evde beslenmeye başlayınca önemli bir tanrı oldu. Aslan tanrıça sekhmet'in olumlu yansımasıdır. Kedi şekli ile simge edilir.

Şu (mitoloji)

Şu, Eski Mısır dininde, kuru hava tanrısı ve gökyüzünün dayanağı.

Tanrı Atum tarafından kendi gücüyle, herhangi bir kadının yardımı olmadan yaratıldığına inanılır.İkiz kız kardeşi ve karısı Nem Tanrıçası Tefnut'la birlikte Heliopolis'teki dokuz tanrının ilk çiftini oluşturur.Yeryüzü Tanrısı Geb ve Gökyüzü Tanrıçası Nut bu çiftin çocuklarıydı.Başının üstünde adının hiyeroglifi olan bir devekuşu tüyüyle ve insan biçiminde tasvir edilen Şu, genellikle Geb ve Nut'u birbirinden ayırırken ve yukarı kalkmış kolunun üstünde Nut'un ark biçimindeki bedenini taşırken betimlenir.

Daha sonraki efsanelerde, tanrısal zekanın kişileşmiş biçimi olduğuna inanılır, dolayısıyla da Atum'un yüce gücünün bedene bürünmüş biçimü olarak kabul edilirdi


Wadjet

"Wadjet" Aşağı Mısıra ait bir tanrıça olup papirüslerin ve firavunların koruyucusudur. Kobra şeklinde tasvir edilir ve firavunları düşmanlardan koruma misyonu vardır.



Thoth

Thoth, Mısırlıların inancına göre: Ay, zaman, bilgelik ve yazı tanrısı. İbiş kuşu başıyla tasvir edilir. Hiyerogliflerin ve simyanın onun insanlığa armağanı olduğu söylenir. Eşi Maat'tır. Thoth'un sekiz çocuğundan en önemlisi Amen'dir. Hiyeroglifi icat ettiğine inanılır. Thoth eski Mısır'ın kâtibi idi ve aynı zamanda mumyalama törenlerinde kalbin teraziye koyuluşu sırasında olan biteni yazıya geçirirdi.

Taweret

Mısır mitolojisinde 'Tawaret' (aynı zamanda Taurt, Tuat, Taueret, Tuart, Ta-weret, Taweret ve Taueret) hamile kadınların bebeklerin koruyucusu olan tanrıçadır. Yüzü timsah, vücudu hipopotam, ayakları ise ceylan şeklinde betimlenir.

Sobek

Sobek timsah şeklindeki Antik Mısır uygarlığının bir tanrısıdır. Tüm suların tanrısı olarak kabul edilen Sobek'in kutsal hayvanı timsahtır. Şehri Crocodilopolis (El-Fayum)'dur.

Öbür adları Sebek, Sobk, Suchos, Sebek-Ra, Soknopais ve Sobki.

Set (mitoloji)

Seth (veya Set) Mısır mitolojisinde bir tanrı.

Aşağı (kuzey) Mısır kıralı kabul edilir. Bir eşeği anımsatan kırmızı saçlı ve büyük kulaklı bir hayali hayvan olarak temsil edilir. Çöl ve fırtınalar ile beraber düşünülür. Yunanlılar, bu tanrıyı Typhon olarak görürler.

Uzun yıllar, Seth, aşağı Mısır'ın; Horus da yukarı Mısır'ın hamisiydi. İki ülke birleştikten sonra, Seth ve Horus beraber taç giymiş firavunlar olarak gösterildiler. Fakat yukarı Mısır, aşağı Mısırı feth ettikten sonra; güneyin firavunları sıklıkla Horus'un (yukarı Mısır'ın tanrısı) şeytani düşmanı Seth olarak portrelendiler.

Seth, Osiris'in erkek kardeşidir. İsis, Osiris'in karısıdır, oğulları, Anubis ve Horus'tur. Seth'in hiç çocuğu yoktur, çorak çöller onun için onunla anılır, aynı zamanda bereketli Osiris'in anti-tezidir. Horus ile savaşları boyunca, tanrıça Neith Horus'a taht, Seth'e ise Astarte ve Asat tanrıçalarını veren bir anlaşma önerdi.

Seth, erkek kardeşi Osiris'i öldürmesi ile ünlüdür, aynı zamanda onun oğlu Horus'u da öldürmeye teşebbüs etmiştir. Horus, yaşamış, babasının ölümünün intikamını almış ve Seth'i sonsuza kadar çöle sürgüne yollamıştır. Seth'in sürgüne gönderilme kararı Re tarafından yönetilen tanrılar konseyinde alınmıştır. Tanrıların çoğu Horus ve onun annesi İsis'in Osiris'ten gelen Mısır tacının mirasçısının Horus olduğu iddiasını desteklerken, Re bu fikre katılmamıştır. O, Horus'un böyle güçlü bir pozisyon için çok genç olduğuna inanıyordu. Böylece, duruşma kimse yenişemeden uzun yıllar sürdü. İsis'in bir kurnazlığı davanın kapanmasına neden oldu.

Büyü kullanarak, İsis kendini çok güzel bir genç kadına çevirdi. Seth, O'nu gözlerinden yaş akarken gördü ve sorunun ne olduğunu sordu. İsis, kendi ve Horus'un durumuna benzetmeden bir hikaye anlattı. Buna göre şeytani bir adam onun kocasını öldürmüş, ailesini sürülerini çalmayı denemişti. Seth, bu kötü duruma çok kızar, bu şeytani adamı yok ederek aile mülkerinin genç kadının oğluna geçmesi için ısrar eder. Kendi kelimeleri ile kendi yaptıklarını ayıplar ve Mısır tacını kaybeder.

Seth, her zaman tamamıyla şeytani bir figür olmamıştır. Onun yer altına yaptığı karanlık yolculuk boyunca, Horus ile kavgasında O'nu hamisi olan Ra'nın mavnasında olan güneşi korumuştur. Yılan şeklindeki canavar Apep ile kavga etmiştir. Ayrıca, 19. hanedan döneminde kısa bir süre çölün güçlerini sakinleştiren tanrı olarak Seth'e duyulan saygı büyümüştür. Bir çok firavun, o dönemde Seth'in isminden türeme örneğin Seti gibi isimleri kendilerine isim olarak seçmişlerdir.

Ra

Ra, Mısır mitolojisinde güneş tanrısıdır. Kutsal merkezi Heliopolis'dir. Genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır. Eski tanrı Atum'la bir tutularak; IV. sülale döneminde devlet tanrısı olmuştur.

Kefren'den başlayarak firavunlar, onun soyundan geldiklerini ilan etmişlerdir.

Ra daha sonra Horus'u da kapsamış ve Ra-Horakhty (ya da Ra-Horus) ismini almıştır.

Güneş Ra'nın sembolüdür; tüm vücudunu ya da gözünü temsil eder. Ra'nın sembolleri güneş sembolleridir, Phoenix'e benzer bir özelliği vardır; her sabah ateşlerin içinden tekrar doğar. E.A. Wallis Budge'a göre; Ra Mısır'ın tek tanrısı (monoteizm) idi. Diğer tüm tanrılar ve tanrıçalar; Ra'nın parçalarını oluşturuyordu.

Tanrılığı

8'inci saltanatta (M.Ö. 2400); ulusal bir tanrılığa ulaştı, ve daha sonra Amun ile birleşip Amun-Ra'yı oluşturdu. Amun-Ra en güçlü tanrıydı ve Mısır'ı bir teokrasi'ye çevirdi. Sonraki zamanlarda; yeryüzü tanrısı Atum Güneş'i batıran tanrı olduğuna inanıldığı için; Ra'nın güneş battıktan sonraki haliydi. Khepri; güneşi gökyüzünde hareket ettiren tanrı; zamanla Ra'nın bir parçası oldu; Ra'yı doğan güneş kıldı.

Amon-Ra'nın kimliği Yunan ve Roma Mitolojilerinde Jupiter ile birleşmiş; Zeus'un şehri Diospolis; Thebes'a adanmıştı. M.Ö. 14'üncü yüzyıla kadar aynı şekilde varolan Ra; Akhenaten zamanında Aten tek tanrısına inanış geçtiğinde tek tanrılığını yitirdi.

Ancak; Ra her zaman tek tanrı olarak görülüyordu. Ra'ya İlahi (M.Ö. 1370), panteizm doğasında; Ra'nın gelen çoktanrıcılıkla olan savaşını anlatıyordu. İçinde birçok tanrı'nın ayrı bir tanrı olarak değil de; Ra'nın bir parçası olarak varolduğunu anlatıyordu

Güneş Saltanat Kayığı

Ra her gece Duat (öbür dünya)'a geçmek için; bir saltanat kayığı ile yolculuğa çıkardı. Sabahları Atet, öğleden sonraları da Sektet eşlik ederdi. Maat, kaos antitezinde; kayığın gideceği yolu belirlerdi.

Ay'ın sembolü Thoth eşlik eder; Horus'un yanında geceleri beklerdi.

Bir çok diğer tanrı bu kayıkla beraber eşlik etmiştir Mehen'in yardımcılığında. Mehen kayığı; karanlık canavarlardan korurdu. İlk Mitoloji'de; Set kayığı koruyordu ve Apep saldırıyordu. Ancak daha sonraki mitolojilerde; Set şeytan olarak görüldü ve Thoth Set şeytanına karşı kayığı koruyordu. Güneş tutulmalarını da; kayığın korunamaması yüzünden olduğuna inanılırdı.

Ra'yı Güneş tanrısı olarak kabul edenler için; Mısır'da; Tanrı yaşam ve ışıktı. En iyi şekilde Güneş tarafından temsil edilebiliyordu; çünkü Dünya'yı ıstıyordu ve fotosentez sayesinde enerji veriyordu. Güneş bu noktada; insanların Ra'yı anlaması için bir metafordur.

Hathor ve Ra

Tanrıça Hathor ve Ra bir zamanlar kavga ederler, ve Hathor Mısır'ı terkeder. Ra hemen O'nu özlediğini anlar; ama Hathor dişi bir aslan'a dönüşmüştür ve kendisine yaklaşan her insan ve tanrıyı yokeder. Bu Hathor-Sekhmet tanrıçalarının da özelliğini belirler. Daha sonrasında; Thoth; Hathor'u geri döndürmeye ikna eder...

Popüler kültürde Ra

Norveçli kaşif ve antropolojist Thor Heyerdahl; Ra ve Ra II isimli iki saltanat kayığı yaparak; eski Mısırlıların Amerika'ya gidebileceğini ispatladı. 17 Mayıs 1970 tarihinde; Heyerdahl Fas'dan yola çıkarak; Atlantik Okyanusu'nu geçti ve Orta Amerika'ya vardı.
Jazz sanatçısı, Sun Ra, ismini Ra'dan almaktadır.
Iron Maiden'in 1984 yılındaki albümü Powerslave'de Ra'nın gözü albüm kapağında gözükmektedir, ve aynı isimde bir şarkısı da mevcuttur.
Utupia 1977 yılında RA isimli albüm yapmıştır.
Angel isimli televizyon dizisinde; 4'üncü sezonda Ra-Tet isimli şeytani bir grup Ra'dan esinlenmiştir.
1994 yılında gösterilen Stargate; Ra'yı Dünya'ya uğramış bir uzaylı olarak göstermektedir. (Akabinde Stargate SG-1 isimli televizyon dizisi de başlamıştır)
Yu-Gi-Oh! tarafından; Mısır tanrıları oyun kartlarında bulunmaktadır.
Ra Age of Mythology isimli oyunda da bulunmaktadır.
NBA oyuncusu Rasheed Wallace, vücudunda Ra dövmesi bulunur.
Las Vegas'daki Luxor isimli otelde; Ra isimli bir gece klubü vardır.

Ptah

PHTHAH olarak da bilinir. Eski Mısır'da evreni ve diğer her şeyi yarattığına inanılan tanrıdır. El sanatçılarının -özellikle heykelcilerin- koruyucusu sayılırdı. Yunanlıların demircileri ve zanaatçileri koruyan ateş tanrısı Hephaistos'la özdeşleştirilmiştir. Ptah, en başlarda Mısır'ın başkenti olan Memphis'in yerel tanrısıyken, şehrin öneminin artmasıyla kültü tüm Mısır'a yayılmıştır. İnsanlarla Tanrılar arasında aracı olduğuna inanılan Apis'in kutsal ahırı, Ptah'ın tapınahıdır. Eşi Sekhmet ve oğlu Nefertium ile Memphis üçlüsünü oluştururlar. Elleri dışında tüm bedeni sakıca sarılmış, elinde bir asa taşıyan, kafası kazınmış bir insan olarak tasvir edilir.

Osiris

Geb ve Nut'un oğlu yeraltı dünyasının hakimi, ölümsüz yaşam için diriliş tanrısı, kural koyucu, koruyucu; ölülerin yargıcı lahitinin bulunduğu yer Abidos’ta kültünün oluştuğu yerdir. Osiris, Nut ve Geb’in ilk çocuğuydu. Set, Nephthys ve İsis’in kardeşiydi, aynı zamanda İsis’in kocasıydı. Horus, İsis'ten oğluydu. Bir hikâyeye göre Nephthys, İsis gibi davranarak ve Osiris’i baştan çıkarmış ve Anubis’i doğurmuştur. Osiris adı bu tanrıya eski Yunanlılar'ın verdiği bir addır.Osiris’in eski Mısırca’daki asıl adı “gözün yeri” anlamındaki “As-âr”dır ( ya da Usire). Bu ad, hiyeroglif yazısı ile yazılırken iki ideogram kullanılarak yazılır; kullanılan iki ideogramdan biri taht, diğeri gözdür.

Osiris başta erkeklerin dünyasının kural koyucusu olmuş ve Ra gökyüzüne kural koymak için dünyayı bıraktığında kardeşi Set, Osiris’i öldürdü. İsis’in sihri sayesinde tekrar yaşama döndü. İlk ölen yaşayan canlı olduğu için sonraları ölülerin lordu oldu. Oğlu Horus, onun ölümünün öcünü aldı. Set’i yendi ve onu batı Mısır’ın çölüne (Sahra) gönderdi.

Tüm Mısır tarihi boyunca dualar ve büyüler Osiris’e yöneltilmişti, onu kutsayarak kendisinin kural koyduğu öbür dünyaya girmesi umulmuştu, özellikle Orta krallık döneminde popularitesi arttı. 18. sülale döneminde Mısır’da en çok tapılan tanrı olmuştu. Osiris’in popularitesi, Mısır tarihinin en son evrelerine kadar sürdü.

Mısır, tarihinin ilk dönemlerinde farklı kabilelerden, daha sonra da farklı nomoslardan oluştuğu için, Mısır panteonu çok sayıda tanrı ile doludur.Osiris ise Geb ve Nutun ilk oğlu yer altı dünyasının hakimidir. Geb ve nutun dört çocuğu olmuştur osiris isis seth ve nepht dir. Efsaneye göre osiris isise aşıktır. Yani isis hem osirisin eşi hem kardeşidir. Osiris tahta geçtikten sonra ilk yaptığı işlerden biri , ilkel bir hayat süren Mısır’lıları uygarlaştırmak olmuştur.osiris onlara ilk tarım araçlarını yapmayı yoprağı kullanmayı buğdayı ve üzümü yetiştirmeyi ekmek şarap ve bira yapmayı öğretmiştir.Ayrıca ilkel Mısır’lılara ilk defa tapınak inşa etmeyi ve tanrılara tapmayı öğreten ve dini törenleri düzenleyen de Osiris’tir..Osiris , şu an Louvre Müzesi’nde bulunan Amenmos Steli’ne göre , bolluk , bereket getiren bir doğa tanrısı özellikleri de taşımaktadır. Osiris , doğal kaynaklara hükmetmekte , onunla birlikte rüzgarlar esmekte , ekinler yeşermekte ve hayvanlar yetişmektedir.

Osiris Mısır’ın uygarlaştırılmasını tamamladıktan sonra , bütün dünyanın uygarlaştırılması işine girişir. Tahtı kardeşi ve aynı zamanda da karısı olan İsis’e bırakır. Osiris döndüğünde ülkesini , İsis’in başarılı yönetimi sayesinde çok iyi durumda bulur. Ancak bu dönem uzun sürmez. Tahta geçmeyi arzulayan , fakat Osiris’in yokluğunda dahi hüküm süremeyen Seth , Osiris’i yok etmek için bir plan hazırlamıştır. Bu plana göre Seth , Osiris’in ölçülerine göre bir sandık hazırlatır ve sandığı en değerli taşlarla süsletir . Seth , bundan sonra kendisine yardım eden yetmiş iki kişiyle birlikte planını uygulamaya koyulur. Seth büyük bir yemek verir ve Osiris’i de çağırır. Osiris hiçbir şeyden şüphelenmeyerek yemeğe gider. Yemek sonunda Seth , sandık kimin ölçülerine uyarsa , sandığın sahibinin o olduğunu söyler. Denemek için herkes sırayla sandığın içine yatar. Sıra Osiris’e gelmiştir. Osiris yatar yatmaz Seth sandığı çiviler , eritilmiş kurşunla lehimler ve Nil nehrine atar. Böylece Seth planını uygulamıştır. İsis buna çok üzülür. Osirisi armaya çıkar . Osiris’in kapatıldığı sandık , Fenike’ye , Byblos kentine kadar sürüklenmiş ve burada karaya vurmuştur. Karaya çıktığı yerde ise süratle büyüyen bir ağaç sandığı gövdesinin içine almıştır. Byblos Kralı Malkandros bu ağacı gördüğünde hayran kalır ve ağacı kestirerek sarayına sütun olarak diktirmeye karar verir. Ağaç kesildiğinde çok güzel bir koku çıkarmıştır. Bu olay Isis’in kulağına kadar gelmiştir. İsis durumu anlar ve Malkandros’un sarayına gider. Burada önce Astarte’nin çocuğunun dadısı olur. İsis bir gün çocuğu ölümsüz yapmak ister ve bu amaçla çocuğu ölümsüzlük ateşine batırır. Bunu gören kraliçe çığlıklar atarak İsis’i engeller. İsis kendini tanıtmak zorunda kalır. Daha sonra Kral Malkandros’dan izin alarak ağacın gövdesini açar ve içinden sandığı alır. İsis sandığı vatanına götürdükten sonra, Buto şehrine , oğlu Horus’un ziyaretine giderken sandığı , güvenli zannettiği bir yere saklayarak bırakır. Gece dolunayda avlanan Seth sandığı bulur ve Osiris’in bedenini tanır. Bunun üzerine , Seth Osiris’in bedenini 14 parçaya ayırır ve bu parçaları Mısır toprakları üzerine dağıtır. Bunu duyan İsis papirüs ağacından yapılma bir tekneye biner ve bütün Mısır’ı dolaşarak Osiris’in bedeninin parçalarını toplar ve parçaları her bulduğu yere bir tapınak diker. Bu yüzden Mısır’ın birçok yerinde , içinde Osiris’in cesedinin bulunduğu söylenen birçok tapınak vardır. Efsanenin sonunda ise Osiris’in oğlu Horus Seth’i yener . Yeniden canlanan Osiris artık bu dünyada yaşamak istemez ve hükmetmek için ölüler ülkesine gitmeyi tercih eder. Burada yine Anubis ile birlikte olacaktır. Anubis ölüleri yargılanması için Osiris’e getirecektir.

Osiris, öte âlemin, ölüm-ötesinin, yargılamanın ve yeniden doğuşun tanrısıdır. Ölüler aleminin hükümranlığı Osiris’in ellerindedir. O, ölüm olayı ile bedenlerini terk edenleri karşılar ve onların ölüm-ötesindeki mukadder yaşamlarına başkanlık eder. İnsanlara çok şey veren ve öğreten Osiris, yaratılışla ilgili olarak tohumla da ilişkilendirilir ki, atribülerinden biri başaktır. O bir tohumu andırır, buğday tohumu gibidir. Ama o, evrendeki her şeyin tohumlarını içerir.

Osiris hep sivri külah başlığıyla, ayakları bitişik olarak tasvir edilir. Kimi zaman başında taç ve iki veya daha fazla tüy bulunur. Tasvirlerinde vücudu ya sargılıdır ya da balık pullarıyla kaplıdır. Elleri göğüste çapraz vaziyettedir ve bir kamçı ile bir asa tutar, bazen bir de baston tutar. Tuttuğu asanın üzerinde Sirius yıldızının bazı sembolleri bulunur ki, bu sembollerden ikisi köpek başı ve yaydır. Kimi yazarlar Osiris’i Sirius-B, İsis’i Sirius-A yıldızıyla ilişkilendirirler.

Mihos

Maahes (Mihos, Miysis ve Mahes olarak da yazılır) Mısır mitolojisindeki bir aslan-tanrı. Bubastis (Bast'ın kült merkezi), Leontopolis (Tefnut ve Shu'nun kült merkezi) ve Yukarı Mısır'da tapılırdı. İlk kez Yeni Krallık döneminde varlığına inanılmaya başlandı. Kökeninin Nubiya'da tapılan aslan-tanrı Apedemak olduğuna dair bazı deliller vardır.

İleriki dönemlerde Maahes'in Bast ile Path'in çocuğu olduğu düşünülmüştür. Ra'nın çocuğu olduğu yönünde de söylentiler olmuştur.

Aslan başına sahip bir insan olarak resmedilmiştir.

Horus

Horus gök tanrısıdır. isis ile osirisin oğludur.Horus, Mısır mitolojisinde şahin başlı tanrı, Firavunların bazı tasvirlerinde onları İsis'in kucağında görülebilir. Bu da firavunların dünya üzerindeki Horus olduğuna inanılmasındandır. Firavunlar kendilerini Horus'un yeryüzündeki cisimleşmiş halleri olarak gördükleri için Mısır'ın en önemli tanrılarından biridir. Firavunlar, Horus'un ismini kendi isimlerinden biri olarak alırlardı. Aynı zamanda Firavunlar Ra'nın takipçisiydiler, bu yüzden Horus aynı zamanda güneş ilede ilişkilendirilirdi. Güneş tanrısı olarak gösterimesi yanında Osiris'in oğluydu. Mısır'ın farklı bölgelerinde farklı tanrılar arasındaki ihtilafı çözmek için en az onbeş farlı Horus formu kullanılmıştır. Bu formlar ait oldukları soy ağacına bağlı olarak güneş ve Osiris tipi olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Eğer Isis'in oğlu olduğu söyleniyorsa, Osiris tipi; yoksa güneş tipi kabul edilmektedir. Güneş tipi Horus, Atum, Ra, Geb ya da Nut çeşitli tanrıların oğlu olarak adlandırılırdı.

Harsiesis; 'Isis'in oğlu': Horus'a, Isis'in büyüleri ile babası Osiris'in öldürülmesinden sonra gebe kalınmıştır. Annesi tarafından Buto'ya yakın yüzen ada Chemmis'te büyütülmüştür. O, şeytani amcası Set'in daimi düşmanıydı, fakat annesi onu korudu ve yaşattı.

Çocukluğu, Harpokrates olarak bilinir, bu kelime bebek Horus anlamına gelir ve Isis tarafından emzirilen bir bebek olarak betimlenir. Daha sonraki zamanlarda yenidoğan güneş ile ilişkilendirilmiştir. Harpokrates, saçları yandan lüleli ve baş parmağını emerken de resmedilmiştir. Mısır sanatında, Harpokrates bir timsahın üzerinde ayakta duran, bir elinde akrep, diğerinde yılan tutan bir çocuk olarakta betimlenmiştir.

Harmakhis; 'Ufuktaki Horus': Doğan güneş olarak kişileştirilmiştir ve dirilişin ve sonsuz hayatın sembolü Khepera ile simgelenmiştir. Giza platosundaki Büyük Sifenks Horus'un görünümlerinden biridir.

Haroeris; 'Yetişkin Horus': Horus'un erken formlarında Yukarı (Güney) Mısır'ın lider tanrısıydı. Hathor'un oğlu ya da bazende kocası olarak metinlerde geçer. Aynı zamanda Osiris ve Set'in erkek kardeşiydi. Set'in ülkesi Aşağı Mısır'ı yaklaşık İ.Ö. 3000 yıllarında feth etmiş ve her iki krallığı birleştirmiştir.

Yetişkin Horus'un çok sayıda karısı ve çocuğu vardır. Dört erkek evladı bir gruplandırılır, Isis'ten olma olduklarına inanılır. Bunların isimleri; Duamutef, Imsety, Hapi ve Qebehsenuef'tir. Lotus çiçeğinden doğmuşlar ve yaratılış ile ilişkilendirilen güneş tanrılarıydılar. Nun'ın suyunu, Ra'nın emri ile yeniden getirmişlerdir. Anubis, onlara cenaze törenlerinde mumyalama, 'Ağız açma', Osisris'i ve tüm erkeklerin gömülmesi ödevlerini verdiğine inanılır. Horus onları daha sonra dört ana yönün koruyucusu yaptı. Ma'at'ın ölüleri yargılaması sırasında lotus çiçeğinin üzerinde Osiris'in önünde otururlar. Diğer taraftan, çok yaygın olarak ölünün iç organlarını koruyucusu olarak hatırlanırlar.

Behdetli Horus, yetişkin Horus'un bir başka formu olup, Behdet'in batı deltasında tapınılırdı.

Hermes-Thot

Eski Yunanlılar kendi ilahları Hermes’in eski Mısır ilahı Thoth ile aynı olduğunu söylerler. Bu eski Mısır ilahı, Osiris’in habercisidir (mesajını ileten). Habercilik, aydınlatıcılık, rehberlik ve aracılık fonksiyonları olan bir ilahtır. İslam geleneği içerisinde İbn'ül Hükema (Hakimlerin Babası) ya da nebi İdris olarak tanınmaktadır.




Öncelikle, hem ölülerin ruhlarının yargılanmasını kaydeden, onların günahlarını hakikat karşısında tartan vicdan sesinin, hem de insanlara bilgelik yolunun tebliğ edilmesinin, sezginin kişileştirilmiş biçimi olan ilahtır. Bu bağlamda ilah Thot insanda vicdan ve sezgi tarzında beliren kelamı simgeler.
Ayrıca, ruhlara ölüm sonrasında da rehberlik eder; kimi başarılı ruhları onları eğitip yükseltecek Osiris’e getirir, başarısız ruhları ise amenti’nin (amentet, öte-alem) geri düzeyli ortamlarında arınma işlemi geçirmelerinden sonra yeni bir doğuma (reenkarnasyon) sevkeder.
Eski Yunan tradisyonundaki ilah Hermes’in, bazı fonksiyonları bakımından eski Mısır ilahı Thot’a benzemesi, Yunan tradisyonuna bu ilahın Mısır tradisyonundan geçmiş olduğu görüşünü desteklemektedir. Ayrıca Yunan tradisyonunda ilah Hermes Büyük köpek Takımyıldızı ile ilişkilendirilir ki, Mısır tradisyonunda da ilah Hermes-Thot bazen şahin başı yerine köpek başı ile temsil edilir.

Geb

Geb Mısırlılar'ın inancına göre; Shu ve Tefnut'un oglu, Nut'un eşi olan Dünya tanrısı. Kutsal hayvanı ve sembolü kazdı. Yeşil ve siyah derili bir adam olarak çizilirdi.

Anubis

Anubis, Eski Mısır mitolojisine göre, Nephthys ve Seth'in (bazı efsanelere göre Osiris ve Isis'in) oğludur. Çakalların mezarlar etrafında dolaşması nedeniyle çakal başlı Anubis ölümle beraber anılır. Ölen Osiris'i mumyaladığı için mumyalama tanrısı olmuştur. Görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. Bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler Anubis maskesi takarlar. Ölen kişi diğer dünyada yargılanırken Anubis ona yardım eder. Anubis diğer dünyada ölülerin koruyucusu ve ölüler kentinin efendisidir. Anubis tanrılar arasında en korkutucu olanıdır Ölüleri tekrar hayata döndürme gibi bir özelliği de olduğu sanılmaktadır

Amun

Amen (Amon,Amun,Ammon,Amoun):"Amen" "saklı olan" demektir.

Teb'in baş tanrısıdır.Eşi Ame-net'le birlikte ilk tanrılardan biridir. Kutsal hayvanları kaz ve koçtur. Orta Krallık Dönemi'nde sadece yerel bir tanrıydı ama Tebliler Mısır'a hakim olunca Amen önemli bir tanrı oldu. 18. Hanedan'dan itibaren Tanrıların Kralı oldu. Ünlü Amen Tapınağı Karnak, dünyanın en büyük dinî yapısıdır. 19. ve 20. Hanedanlar Amen’in “görünmeyen yaratıcı güç” olduğunu cennetteki, dünyadaki, engin derinlerde ve yer altı dünyasındaki hayatın temeli olduğunu düşünürlerdi.